Bugün burada Antalya 2. Onur Haftası
etkinlikleri nedeniyle toplanmış bulunuyoruz. Yasaklara karşı geçmişten
günümüze bu onurlu mücadelemizde var oluşumuzu haykırdık.
Dünyada onur haftası etkinlikleri 49.
Yılını geride bıraktı.
2. Dünya Savaşı’nın ardından Amerika’da
“öteki”lere yönelik büyük avdan eşcinseller ya da eşcinsel olduğuna “karar
verilenler” de paylarını aldılar: işlerinden atıldılar, cezaevlerine konuldular,
akıl hastanelerinde “cinsel yönelimlerini düzeltmek” bahanesi ile elektroşok
işkencesine maruz bırakıldılar. 1969
yılının haziran ayında New York’ta eşcinsellerin gittiği Stonewall Inn isimli
bar, polis tarafından basıldı ve polisin eşcinsellere uyguladığı kötü muameleye
tanık olan civardaki insanlar bu durumu protesto etti. Eşcinsellere yönelik
ayrımcılığı ve kötü muameleyi kınamak için yapılan protestolar günlerce devam
etti. Protestoların ardından LGBT haklarını savunan dernek ve gazetelerin
sayısı arttı. Ertesi yıl, haziran 1970’te bu olayları anmak için ilk “onur
yürüyüşü” düzenlendi.
1970 yılından bu yana dünyanın birçok
ülkesinde, LGBTİ bireyler ve LGBTİ hak savunucuları haziran ayında sokaklarda
buluşuyor, ayrımcılığı protesto ediyor ve “Aşkın cinsiyeti yoktur” diyorlar.
Türkiye’de ise bu onurlu yürüyüş ilk
olarak 2003 yılında İstanbul’da düzenlendi. 2013 yılında Gezi Direnişinin
ardından İstanbul’da yapılan onur yürüyüşüne ise yaklaşık 50.000 kişi katıldı.
Ne yazık ki son üç yıldır muktedirler
toplumsal hassasiyet, OHAL gibi çeşitli bahaneler göstererek LGBTİ
etkinliklerine yönelik süresiz yasaklarla onur yürüyüşlerini Anayasayı, Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesini ve İstanbul Sözleşmesini hiçe sayarak
engellemektedirler.
Ama tüm ezilenlerin mücadelesi her
zaman yasaklara karşı mücadeledir. Tüm ezilenlerin mücadelesi olağanüstü bir
mücadeledir.
Kimsenin varoluşu, doğası, yönelimi,
duygu ve düşüncesi nedeniyle sorgulanmadığı, ötekileştirilmediği bir toplumsal
yaşamın mücadelesini veriyoruz. Gerek özel, gerek toplumsal alanda ayrımcılığın
caydırıcı müeyyidelere bağlanmasını ve eğitimin toplumsal cinsiyet eşitliği
esasına göre yeniden düzenlenmesi için tüm meslek mensuplarının eğitimden
geçirilmesini istiyoruz.
Son olarak;
OHAL ve yasakları bizi durduramaz.
Çünkü,
Tüm LGBTİ aşkları her zaman
olağanüstü hal aşklarıdır. Biz aşklarımızı her zaman yasaklara rağmen yaşadık,
yaşayacağız. Onurlu duruşumuzu yine sergileyecek ve haykıracağız: “AŞKIN
CİNSİYETİ YOKTUR” AŞK OLSUN! YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK!