23 Haziran 2018 Cumartesi

Antalya 2. Onur Haftası Basın Açıklaması (Tam Metni)



Bugün burada Antalya 2. Onur Haftası etkinlikleri nedeniyle toplanmış bulunuyoruz. Yasaklara karşı geçmişten günümüze bu onurlu mücadelemizde var oluşumuzu haykırdık.
Dünyada onur haftası etkinlikleri 49. Yılını geride bıraktı.          
2. Dünya Savaşı’nın ardından Amerika’da “öteki”lere yönelik büyük avdan eşcinseller ya da eşcinsel olduğuna “karar verilenler” de paylarını aldılar: işlerinden atıldılar, cezaevlerine konuldular, akıl hastanelerinde “cinsel yönelimlerini düzeltmek” bahanesi ile elektroşok işkencesine maruz bırakıldılar.  1969 yılının haziran ayında New York’ta eşcinsellerin gittiği Stonewall Inn isimli bar, polis tarafından basıldı ve polisin eşcinsellere uyguladığı kötü muameleye tanık olan civardaki insanlar bu durumu protesto etti. Eşcinsellere yönelik ayrımcılığı ve kötü muameleyi kınamak için yapılan protestolar günlerce devam etti. Protestoların ardından LGBT haklarını savunan dernek ve gazetelerin sayısı arttı. Ertesi yıl, haziran 1970’te bu olayları anmak için ilk “onur yürüyüşü” düzenlendi.
1970 yılından bu yana dünyanın birçok ülkesinde, LGBTİ bireyler ve LGBTİ hak savunucuları haziran ayında sokaklarda buluşuyor, ayrımcılığı protesto ediyor ve “Aşkın cinsiyeti yoktur” diyorlar.
Türkiye’de ise bu onurlu yürüyüş ilk olarak 2003 yılında İstanbul’da düzenlendi. 2013 yılında Gezi Direnişinin ardından İstanbul’da yapılan onur yürüyüşüne ise yaklaşık 50.000 kişi katıldı.
Ne yazık ki son üç yıldır muktedirler toplumsal hassasiyet, OHAL gibi çeşitli bahaneler göstererek LGBTİ etkinliklerine yönelik süresiz yasaklarla onur yürüyüşlerini Anayasayı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ve İstanbul Sözleşmesini hiçe sayarak engellemektedirler.
Ama tüm ezilenlerin mücadelesi her zaman yasaklara karşı mücadeledir. Tüm ezilenlerin mücadelesi olağanüstü bir mücadeledir.
Kimsenin varoluşu, doğası, yönelimi, duygu ve düşüncesi nedeniyle sorgulanmadığı, ötekileştirilmediği bir toplumsal yaşamın mücadelesini veriyoruz. Gerek özel, gerek toplumsal alanda ayrımcılığın caydırıcı müeyyidelere bağlanmasını ve eğitimin toplumsal cinsiyet eşitliği esasına göre yeniden düzenlenmesi için tüm meslek mensuplarının eğitimden geçirilmesini istiyoruz.
Son olarak;
OHAL ve yasakları bizi durduramaz. Çünkü,
Tüm LGBTİ aşkları her zaman olağanüstü hal aşklarıdır. Biz aşklarımızı her zaman yasaklara rağmen yaşadık, yaşayacağız. Onurlu duruşumuzu yine sergileyecek ve haykıracağız: “AŞKIN CİNSİYETİ YOKTUR” AŞK OLSUN! YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK!